Skip Navigation LinksNews
Tüm Haberleri Göster

DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezi Sağlık Bakanı İzlem Gürçağ Altuğra’nın Katılımıyla Açıldı

DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezi Sağlık Bakanı İzlem Gürçağ Altuğra’nın Katılımıyla Açıldı
Yayınlanma Tarihi: 6 Haziran 2022, Pazartesi

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi’ne bağlı olarak hizmet verecek olan Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Sağlık Bakanı İzlem Gürçağ Altuğra’nın da katılımlarıyla, 3 Haziran 2022 Cuma günü, saat 10:00’da, DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi’nde düzenlenen törenle açıldı. 

Açılış törenine Bakan Altuğra, DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkanı Dr. Erdal Özcenk, DAÜ Rektörü Prof. Dr. Aykut Hocanın, Kıbrıs Vakıflar İdaresi Genel Müdürü Prof. Dr. İbrahim F. Benter, DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu Üyeleri, İdari ve Teknik İşlerden Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Serhan Şensoy, Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nahide Gökçora, Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezi Başkanı Doç. Dr. Nilüfer Güzoğlu, fakülte dekanları, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Bakan Altuğra, tören öncesinde DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Binası’nı gezerek bilgi aldı. Sonrasında açılış törenine geçildi.

Nilüfer Güzoğlu

“Multidisipliner Çalışmalar Yapabileceğiz”

Törende konuşan DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Nilüfer Güzoğlu, merkezin fakülte ve DAÜ için hayırlara vesile olmasını diledi. Hekimliğin sanat olarak benimsendiğini, çünkü hekimlerin hastalarına tanı koyarken fırça darbelerini tuvale işler gibi hastadan bilgileri tek tek toplayarak bilgeliği, ustalığı ve tecrübeleriyle birleştirerek büyük resmi ortaya koyduğunu belirten Doç. Dr. Güzoğlu, bu nedenle hekimliğin aslında usta-çırak ilişkisine de benzetildiğine dikkat çekti. Uluslararası saygın kuruluşların önerdiği gibi DAÜ’nün çatısı altında ilk yıldan itibaren fakülte öğrencilerinin hastalar ile buluşma imkanı bulacağına vurgu yapan Doç. Dr. Güzoğlu, ayrıca merkezde sağlık profesyonelleri yetiştiren diğer fakülteler ile de multidisipliner çalışmalar yapabileceklerini belirtti.

Nahide Gökçora

“Öğrenciler İyi Klinik Uygulamaları Görecek”

DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nahide Gökçora, halka yeni hizmetler verecek olmanın haklı gururunu ve onurunu yaşadıklarını belirterek, KKTC’de devlet üniversitesi bünyesinde tek tıp fakültesi olan DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi’nde bugün aktif olarak hizmete açılan Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin fakültenin misyonuna uygun olarak atılan önemli bir adım olduğunu vurguladı. Misyonlarının kaliteleriyle fark yaratan kaliteli hekimler yetiştirmenin yanında, toplumun sağlık sorunlarına da ışık tutarak çözümler üretmek olduğunu ifade eden Prof. Dr. Gökçora, fakültenin yıllardır toplum sağlığına yönelik olarak yürüttüğü kanser kayıtçılığı projesi ve Gazimağusa Devlet Hastanesi – DAÜ genetik araştırma laboratuvarlarının kurulması gibi projelerden bahsetti. Klinik Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde öğrencilerin ve konularında uzman olan hocaların yaşa uygun kanser taraması, çocuklarda aşılama, otizm gibi nöroçeşitliliğin erken tanısı için danışmanlık, çağımızın önemli sorunlarından biri olan demansın tanı ve tedavisi gibi uygulamaları hayata geçireceklerini ifade eden Prof. Dr. Gökçora, amaçlarının merkezde öğretim üyelerini halk ile buluşturmak ve öğrencilerini tıp eğitimlerinin ilk yıllarından itibaren iyi klinik uygulamalara şahit olarak yetiştirerek toplum sağlığına hizmet vermek olduğuna işaret etti. Prof. Dr. Gökçora, merkezin fakülteye, DAÜ’ye ve tüm ülkeye hayırlı olmasını diledi.

Aykut Hocanın

“Merkezin Açılmasına Katkı Sağlayanlara Teşekkür Ederim”

DAÜ Rektöü Prof. Dr. Aykut Hocanın, bugünün kendileri için çok mutlu bir gün olduğunu ifade ederek, eski Rektör Prof. Dr. Necdet Osam ve ekibine bu konuyla ilgili ilk adımı attıklarından dolayı teşekkürlerini iletti. DAÜ’nün bir devlet üniversitesi olarak amacının kaliteli eğitim vermek, araştırma yapmak ve topluma hizmet etmek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Hocanın, merkezin açılışının bu üç amacın birbiriyle buluştuğu bir an olduğunu kaydetti. Topluma bir hastane gibi hizmet verme amacını gütmediklerini, merkezde eğitim amaçlı olarak ilk üç yılda temel tıp eğitimi verirken, aynı zamanda yetişen öğrencilerin hasta görmesi ve topluma katkı sağlamayı hedef aldıklarının altını çizen Prof. Dr. Hocanın, DAÜ’nün her alanda iddialı bir üniversite olduğuna işaret etti. Prof. Dr. Hocanın, merkezin açılmasında önemli katkılarda bulunan tüm paydaşlara teşekkür etti.

Erdal Özcenk

“Halkın Sağlık Hizmetlerine Erişimi Artacak”

DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkanı Dr. Erdal Özcenk, böyle bir merkezin DAÜ tarafından ülkeye kazandırılmış olmasından dolayı gerek Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkanı, gerekse de bir hekim olarak gurur duyduğunu ifade etti. DAÜ’nün KKTC’de yükseköğretim alanının lokomotifi konumunda olduğunu hatırlatan Dr. Özcenk, ülkenin büyük bir değeri olan DAÜ’nün halkla da iç içe bir yapıya sahip olduğunu kaydetti. Bunun en çarpıcı örneğinin zorlu pandemi sürecinde halkla tek yürek olarak öğrencilere verdikleri destek olduğuna işaret eden Dr. Özcenk, DAÜ’nün güçlü kurumsal yapısı sayesinde bu zor süreci ekonomik ve sosyal yönden almış olduğu tedbirlerle alnının akıyla atlattığını belirtti. Dr. Özcenk DAÜ’nün öğrencilerine sağladığı kaliteli eğitimin yanında, KKTC’ye katma değer sağlayacak projeler de ürettiğini vurguladı. DAÜ Dr. Fazıl Küçük Fakültesi’nin tarihçesi ile ilgili bilgi veren Dr. Özcenk, fakülte mezunlarının tüm dünyada hekimlik yapabileceğine işaret etti. Açılan merkezin halkın sağlık hizmetlerine erişimini de arttıracağını ifade eden Dr. Özcenk, aynı zamanda fakülte öğrencilerine hocalarının gözetiminde pratik yapma imkanı da sağlayacağını kaydetti. Merkezde toplum sağlığına yönelik çeşitli hizmetlerin verileceğini ve araştırmaların yapılacağını ifade eden Dr. Özcenk, bu modern merkezin kuruluşunda emeği geçen tüm paydaşları kutlayarak, öğrencilere ve halka hayırlı olmasını diledi. Dr. Özcenk, konuşmasını Kanuni Sultan Süleyman’ın “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi; olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” sözleriyle sonlandırdı.

İzlem Gürçağ Altuğra

“Ülkemize Hayırlı ve Uğurlu Olsun”

KKTC Sağlık Bakanı İzlem Gürçağ Altuğra, tıp eğitiminin en kapsamlı ve uzun süreyi kapsayan eğitim olduğunu ifade ederek, bu süreçte gelişen eğitim teknolojilerinin yanı sıra, pratik uygulamaların da öneminin büyük olduğuna vurgu yaptı. KKTC’nin bir üniversiteler adası olduğunu belirten Bakan Altuğra, tıp fakültelerinde öğrencilerin iyi klinik uygulamaları öğrenebilecekleri imkanlarının olmasının ülke için önemli bir artı olduğuna işaret etti. Daha önce bakanlığa bağlı hastanelerde gözlem ve araştırmalarını sürdüren DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi öğrencilerinin artık DAÜ bünyesinde bu olanaklara kavuşmasının kendisini çok mutlu ettiğini kaydeden Bakan Altuğra, bir ülkede sağlık hizmetlerinin daha da ileri noktalara taşınmasında bilim yuvası üniversitelerin rolünün vazgeçilmez olduğunun altını çizdi. Yakın geçmişte DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi ile ortaklaşa yürüttükleri kanser kayıtçılığı projesi ve Gazimağusa Devlet Hastanesi’nde kurulan MDH – DAÜ Moleküler Genetik Araştırma Laboratuvarı’nın ortaklaşa çalışmanın ülkeye getirdiği faydalara dair en güzel iki örnek olduğunu belirten Bakan Altuğra, bundan sonra da toplum sağlığının daha da iyiye götürülmesi için güzel projelerde birlikte çalışmanın en büyük temennileri olduğunu ifade etti. DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi’nin kuruluşundan bu yana bu denli ilerleme kazanması ve sağlık alanı gibi hassas bir alanda hizmet vermek üzere başarılı öğrencileri yetiştirmesinin takdir edilmesi gerektiğini belirten Bakan Altuğra, merkezin açılmasıyla birlikte de öğrencilerin pratik eğitiminin yanında akademisyenler tarafından sağlık alanında organize edilecek bir çok çalışmaya da vesile olacağını duymaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade etti. DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi’nin motivatör etkisi ve bakanlığın personel ve donanım anlamındaki altyapısı ile birlikte daha çok güzel işlere imza atabileceklerini kaydeden Bakan Altuğra, merkezin ülkeye hayırlı ve uğurlu olması temennisinde bulundu.

Açılış konuşmalarının ardından DAÜ Rektörü Prof. Dr. Aykut Hocanın ve Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nahide Gökçora tarafından merkeze katkılarından dolayı Kıbrıs Vakıflar İdaresi Genel Müdürü Prof. Dr. İbrahim F. Benter’e teşekkür plaketi takdiminde bulunuldu. Merkez kurdele kesimi ile açıldı. Kurdele kesimi sonrasında Bakan Altuğra merkezi gezerek yapılacak olan çalışmalarla ilgili bilgi aldı.

 

Eğitim hayatına 2012-2013 Akademik Yılında başlayan Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi'nin verdiği eğitimin uluslararası standartlarda olduğu artık tescillendi.

Ulusal ve uluslararası standartlara tamamen uygun olduğu belgelenen Fakülte'nin uluslararası tanınırlığı olan diploması ise bundan böyle mezunlara yurt dışındaki mesleki sınavlara katılma şansı verecek.

Uluslararası alanda Kıbrıs'ın içinde bulunduğu bölgede tıp eğitimine yönelik akreditasyon veren tek kurum olan Tıp Eğitimi Programlarını Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği'nin (TEPDAD), DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi ve Marmara Üniversitesi (M.Ü.) Tıp Fakültesi'nin ortak yürüttüğü Uluslararası Tıp Programı'nı akredite etmesinin ardından, DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Dekan Vekili Doç. Dr. Nilüfer Güzoğlu, Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) muhabirine mülakat verdi.

Akreditasyon sayesinde DAÜ Tıp Fakültesi'nin uluslararası standartlarda eğitim verdiğinin tescillenmiş olduğunu kaydeden Güzoğlu, akreditasyonla üniversitenin statüsünün daha da güçlendiğini vurguladı. Güzoğlu, “Öğrencilerimiz uluslararası tanınırlığı olan bir diplomaya sahip olacak, yurt dışındaki mesleki sınavlara katılma şansını elde edecekler ve uluslararası alanda kariyerlerine devam edebilecekler. Daha önceki mezunlarımızdan da Avrupa ve Amerika'da çalışanlar var ama 2023 itibarıyla United States Medical Licensing Examination (USMLE) gibi sınavlara girmek için akredite bir fakülteden mezun olmak zorunlu hale geldi." dedi.

Güzoğlu, Fakülte'nin artık ÖSYM kılavuzunda “Akredite Tıp Fakültesi" olarak yer aldığını da dile getirdi.

 

“Akreditasyon eğitim kalitesini güvence altına almak ve sürekli gelişim için önemli"

Akreditasyonun fakültenin eğitim kalitesini güvence altına almak ve sürekli gelişim anlayışını sürdürmek için önemli olduğunu vurgulayan Güzoğlu, “Çünkü akreditasyon bir kere alındı ve bitti değil... Biz yıllık olarak bu heyete raporlarımızı göndermeye devam edeceğiz, belirli aralıklarla fakülteyi ziyaret edecekler ve şartları hâlâ sağlayıp, sağlamadığımızı kontrol edecekler. Dolayısıyla eğitim kalitemizi belirli standartlara oturtup güvence altına aldık, sürekli olarak eğitim kalitemizi çağın gereklerine uygun olarak yeniliyoruz anlamına geliyor" diye konuştu.

DAÜ-MÜ ortak tıp programının Dünya Tıp Fakülteleri Listesinde yer aldığını ve birçok mezunun uluslararası alanda kariyerlerine devam ettiğini de dile getiren Güzoğlu, şunları söyledi:

“Ayrıca fakültemizin KKTC'de ilk uluslararası tıp akreditasyona sahip tıp programı ve Türkiye'de ilk akredite ortak tıp programı olmasının gururunu yaşıyoruz. Bu fakültemizin sadece bölgesel değil küresel düzeyde de rekabetçi bir eğitim kurumu olduğunu gösteriyor."

 

Akreditasyon süreci…

İlk mezunlarını verdikleri 2018 yılı itibarıyla akreditasyon sürecine başladıklarını söyleyen Güzoğlu, uzun ve titiz bir çalışma gerektirdiği için pandeminin de araya girmesiyle sürecin uzadığını anlattı. Akreditasyon yolunda öğrenciler ve hocalarıyla birlikte özveriyle çalıştıklarını söyleyen Güzoğlu, TEPDAD tarafından yürütülen süreçte, eğitim programları, akademik ve idari kadrolarının, öğrenci destek hizmetlerinin ve klinik uygulamalarının detaylı şekilde incelendiğini kaydetti.

Güzoğlu, akreditasyon için öncelikle dokuz ana başlıktan oluşan bir değerlendirme raporu sunduklarını, raporun incelenerek kendilerine bazı revizyonlar önerildiğini, bu önerileri titizlikle yerine getirdiklerini anlattı. Ön değerlendirme raporunun onaylanmasının ardından ziyaret basamağına geçildiğini söyleyen Güzoğlu, şunları ifade etti:

“Geçen haftalarda TEPDAD heyeti fakülteyi ziyaret etti, tüm akademik kadroyu eğitim programlarını, öğrenci destek hizmetlerini titizlikle inceledi ve raporda yazılanların tutarlı olduğunu tespit ederek belgeledi. Bunun üzerine UTEAK oy birliği ile programımızın akredite olmasını kararlaştırdı."

Akreditasyon sürecinin kendilerine çok şey kazandırdığını belirten Güzoğlu, “Eğitimin sadece sınıf içi derslerden ibaret olmadığını, öğrenci destek hizmetleri, klinik uygulamalar ve mezuniyet sonrası takibin de büyük önem taşıdığını bir kez daha gördük" dedi.

 

Dersler... Program

DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Dekan Vekili Doç. Dr. Nilüfer Güzoğlu, öğrencilerin üç sene DAÜ'de klinik öncesi dersler aldığını, daha sonraki üç yılda ise Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne bağlı hastanelerde klinik eğitim görerek oradaki olanaklardan yararlandıklarını ve çok fazla hastayla birebir etkileşim içerisinde olduklarını anlattı.

Fakülte programının temel bilimleri ve klinik dersleri öğretmekle sınırlı olmadığını vurgulayan Güzoğlu, öğrencilere liderlik becerileri kazandırmak, hasta merkezli sağlık hizmeti sunmak, hastalarla etkili iletişim kurmak, meslekler arası iş birliği becerileri geliştirmelerine yardımcı olmak gibi birçok yetkinliği kazandırmayı hedeflediklerini söyledi.

Güzoğlu, bilimsel araştırmaları teşvik ettiklerini, daha ilk yıldan itibaren öğrencilerin araştırma projelerine dahil olduğunu belirterek, sosyal sorumluluk projelerine önem verdiklerini de kaydetti. Güzoğlu, öğrencilerinin toplum sağlığı ve dezavantajlı grupların desteklenmesi gibi projelerde aktif görev aldığını söyledi. Güzoğlu ayrıca, ikinci sınıftan itibaren öğrencilerin hastalarla hem kendi kliniklerinde hem de Gazimağusa Devlet Hastanesi'nde karşılaşmasını sağladıklarına da dikkat çekti. Güzoğlu, “Sadece iyi doktorlar değil, topluma duyarlı hekimler yetiştirmeyi amaçlıyoruz." diye konuştu.

 

Öğrenciler… Mezunlar… 23 ülkeden 230 mezun

Şimdiye kadar 230 civarında mezun verildiğini, mezunların yüzde 30'unun KKTC'den, yüzde 20'sinin Türkiye'den ve yüzde 50'sinin de uluslararası öğrencilerden oluştuğunu belirten Güzoğlu, halihazırda 23 farklı ülkeden mezunları bulunduğunu kaydetti.

Mezun takip sistemini geliştirmeye çalıştıklarını ancak ellerinde mezunlarıyla ilgili gerekli bilgilerin olduğunu anlatan Güzoğlu, hem Kıbrıs'a gelip çeşitli branşlarda çalışan hem de yurt dışında büyük başarılar elde eden mezunları bulunduğunu ve kendileriyle iletişim içerisinde olduklarını vurguladı.

 

Hedefler…

Fakültenin hedeflerinden de bahseden Güzoğlu, yüksek lisans, doktora ve master programı açmayı, uluslararası iş birliklerini geliştirmeyi, öğrenci değişim programlarını ve bilimsel araştırmaları artırmayı hedeflediklerini kaydetti.

DAÜ Web Siteleri