Skip Navigation LinksNews
Tüm Haberleri Göster

DAÜ Kanser Kayıt Projesi Sonuçları Açıklandı

DAÜ Kanser Kayıt Projesi Sonuçları Açıklandı
Yayınlanma Tarihi: 6 Kasım 2021, Cumartesi

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Sağlık Bakanlığı arasında ortak yürütülen Kanser Kayıt Projesi sonucunda elde edilen ve 2017-2018 yıllarını kapsayan veriler 5 Kasım 2021 Cuma günü, saat 09.30’da KKTC Sağlık Bakanlığı’nda düzenlenen basın toplantısıyla halka açıklandı. 

Söz konusu toplantıda KKTC Sağlık Bakanı Dt. Ünal Üstel, DAÜ Rektörü Prof. Dr. Aykut Hocanın, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Dr. Düriye Deren Oygar, DAÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nahide Gökçora, Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Patoloji Uzmanı Minel Özel, DAÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nimet İlke Akçay, Kanser Hastalarına Yardım Derneği Başkanı Raziye Kocaismail ile Kemal Saraçoğlu Lösemili Çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfı Başkanı Hüseyin Şenol Ruso hazır bulundu.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Nahide Gökçora, KKTC’de ilk kanser kayıt faaliyetlerinin 2003 yılında başladığını belirterek, 2015 yılında DAÜ ile Sağlık Bakanlığı arasında ilk iş birliği protokolünün imzalandığını aktardı. Kanser kayıtçılığı hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Gökçora, kanser kayıtçılığının, belirli bir nüfusta ortaya çıkan tüm kanser vakalarıyla ilgili bilgileri toplamak ve bu bilgileri kanserin klinik ve patolojik göstergeleri ile birlikte tam olarak belgelemek işlemlerinin tümü olduğunu vurguladı. 

2017-2018 Yılları Arasında 1697 Yeni Kanser Tanısı

Prof. Dr. Gökçora yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “2017-2018 yılları arasında, 1697 yeni kanser olgusu tanı almıştır. Bunların 891’i erkek, 806’sı ise kadınlardan oluşmaktadır. Malign melanom dışı deri kanserleri hariç tutulduğunda ise toplam olgu sayısı 1415 olarak saptanmıştır. Bunların 710’u erkek, 705’i ise kadındır. 2017-2018 yılları içerisinde cinsiyet bazlı kanser olgularındaki dağılıma bakıldığında; Erkeklerde en sık görülen ilk beş kanser tipi sırası ile Prostat, Akciğer, Kolorektal kanserler, Mesane ve Lenfoma olarak saptanmıştır. Kadınlarda en sık görülen ilk beş kanser tipi ise; sırası ile Meme, Tiroid, Kolorektal kanserler, Rahim kanserleri ve Akciğer kanseri olmuştur. Her iki cinsiyette de kanser teşhislerinin çoğunlukla 50-69 yaş aralığında olduğu saptanmıştır. Pediyatrik yaş grubunda ise (0-16 yaş) malignite dağılımı, bölge ve dünya insidansları ile uyumlu şekilde, ilk 2 sırada Lösemi ve Lenfomalardan oluşmaktadır. 3. Sırada ise, Merkezi Sinir Sistemi maligniteleri yer almaktadır. Komşu ülkeler ile karşılaştırma yapıldığında, Kuzey Kıbrıs’ta 2017 ve 2018 yıllarında tanı alan kanser insidanslarının aynı sosyo-kültürel, sosyo-ekonomik koşullar içerisinde bulunan Ege ve Doğu Akdeniz bölgesi ile benzerlik gösterdiği görülmüştür.” 

Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Patoloji Uzmanı Dr. Minel Özel gerçekleştirdiği konuşmasında amaçlarının elde edilecek sonuçlar ile ulusal kanser mücadele platformunun oluşturulması ve kanserden korunma, tanı ve tedavi yöntemlerinin belirlenmesi olduğunu aktardı. Sonuçların elde edilmesinde izlenen yol ve araştırma yöntemleri hakkında bilgiler veren Dr. Özel, bir sonraki hedeflerinin Uluslararası Kanser Araştırma Ajansına (IARC) kabul edilerek kendi ülkemizin kanser sonuçlarının uluslararası havuzda yer almasını sağlamak olduğunu belirtti.

“Güzel Günler Göreceğiz”

Kanser Hastalarına Yardım Derneği Başkanı Raziye Kocaismail bu günlere çok mücadele vererek geldiklerini belirterek, Sağlık Bakanlığı bünyesinde Bir Kanser Dairesi’nin kurulmasının kendilerini mutlu edeceğinin altını çizdi. Kocaismail, “Bizler bir savaşın içerisindeyiz. Bu savaşta başarılı olmanın yolu Kanser Dairesi’nin kurulmasından geçiyor.” Projede emeği geçenlere teşekkürlerini ileten Kocaismail, güzel günler görüleceğine inandığını sözlerine ekledi. Kemal Saraçoğlu Lösemili Çocuklar ve Kanserle Savaş Vakfı Başkanı Hüseyin Şenol Ruso gerçekleştirdiği konuşmasında vakıf hakkında bilgiler vererek vakıfta yapılan çalışmalardan bahsetti. Kanser Kayıt Projesi’nin önemine vurgu yapan Ruso, projede emeği geçenlere teşekkürlerini iletti. 

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Dr. Düriye Deren Oygar, kanser gibi önemli bir hastalıkta verilen emek ve çalışma için herkese teşekkürlerini ileterek dünya standartlarını yakalamak için Sağlık Bakanlığı olarak her türlü desteği vermeye hazır olduklarının altını çizdi. Oygar, yapılan projenin herkese örnek teşkil etmesini temenni ederek iş birliklerinin devam edeceğini vurguladı. 

İş Birlikleri Artarak Devam Edecek 

DAÜ Rektörü Prof. Dr. Hocanın DAÜ’nün bir devlet üniversitesi olarak kaliteli eğitim vermenin yanında araştırma ve topluma hizmete de önem verdiğini vurguladı. Sağlık Bakanlığı ile iş birliği protokollerinin olduğunu aktaran Prof. Dr. Hocanın, Sağlık Bakanlığı’nın Covid – 19 pandemi sürecinde DAÜ’nün sağlıklı yol alabilmesi için her adımda destek olduğunu belirtti. Sağlık Bakanlığı ile iş birliklerinin artarak devam etmesini temenni eden Prof. Dr. Hocanın, DAÜ’nün bilimsel anlamda donanımlı yapısı ile devlete katkı koymaya her zaman hazır olduğunun altını çizdi.  Prof. Dr. Hocanın konuşmasında projede emeği geçenlere teşekkürlerini de iletti. 

Kanser Dairesi Kurulması İle İlgili Çalışmalar Sürüyor

Sağlık Bakanı Dt. Üstel, kanserle ilgili verilerin kayıt altına alınmasının hem kanserle mücadelede hem de dünya ülkeleri ile mukayese açısından önemli ve faydalı olduğunu dile getirerek, Sağlık Bakanlığı’nın üniversiteler ve derneklerle iş birliğini sürdüreceğini belirtti. Toplum sağlığının her şeyin başında geldiğini belirten Dt. Üstel, üniversite ve ilgili derneklerin katkılarının büyük önem taşıdığını, KKTC’de Kanser Kayıtçılığı ve Kanser Tarama Projesi’ne katkı koyan herkese teşekkür ettiğini kaydetti.

2022 yılında Kanser Dairesi kurulmasıyla ilgili çalışmalarının bulunduğunu, verilerin sağlıklı bir şekilde kayıt altına alınacağını ve dünyadaki verilerin toplandığı havuza dahil olunacağını dile getiren Bakan Dt. Üstel, ülkedeki ilaç eksikliğine de değindi. Dt. Üstel, ilaç eksikliğinin giderilmesi için kaynak sıkıntısını karşılamak adına Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ndeki bazı projelerin iptal edildiğini ve TC Büyükelçiliği’nden de katkı alınarak bazı eksik ilaçların ülkeye getirildiğini sözlerine ekledi.

 

Eğitim hayatına 2012-2013 Akademik Yılında başlayan Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi'nin verdiği eğitimin uluslararası standartlarda olduğu artık tescillendi.

Ulusal ve uluslararası standartlara tamamen uygun olduğu belgelenen Fakülte'nin uluslararası tanınırlığı olan diploması ise bundan böyle mezunlara yurt dışındaki mesleki sınavlara katılma şansı verecek.

Uluslararası alanda Kıbrıs'ın içinde bulunduğu bölgede tıp eğitimine yönelik akreditasyon veren tek kurum olan Tıp Eğitimi Programlarını Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği'nin (TEPDAD), DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi ve Marmara Üniversitesi (M.Ü.) Tıp Fakültesi'nin ortak yürüttüğü Uluslararası Tıp Programı'nı akredite etmesinin ardından, DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Dekan Vekili Doç. Dr. Nilüfer Güzoğlu, Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) muhabirine mülakat verdi.

Akreditasyon sayesinde DAÜ Tıp Fakültesi'nin uluslararası standartlarda eğitim verdiğinin tescillenmiş olduğunu kaydeden Güzoğlu, akreditasyonla üniversitenin statüsünün daha da güçlendiğini vurguladı. Güzoğlu, “Öğrencilerimiz uluslararası tanınırlığı olan bir diplomaya sahip olacak, yurt dışındaki mesleki sınavlara katılma şansını elde edecekler ve uluslararası alanda kariyerlerine devam edebilecekler. Daha önceki mezunlarımızdan da Avrupa ve Amerika'da çalışanlar var ama 2023 itibarıyla United States Medical Licensing Examination (USMLE) gibi sınavlara girmek için akredite bir fakülteden mezun olmak zorunlu hale geldi." dedi.

Güzoğlu, Fakülte'nin artık ÖSYM kılavuzunda “Akredite Tıp Fakültesi" olarak yer aldığını da dile getirdi.

 

“Akreditasyon eğitim kalitesini güvence altına almak ve sürekli gelişim için önemli"

Akreditasyonun fakültenin eğitim kalitesini güvence altına almak ve sürekli gelişim anlayışını sürdürmek için önemli olduğunu vurgulayan Güzoğlu, “Çünkü akreditasyon bir kere alındı ve bitti değil... Biz yıllık olarak bu heyete raporlarımızı göndermeye devam edeceğiz, belirli aralıklarla fakülteyi ziyaret edecekler ve şartları hâlâ sağlayıp, sağlamadığımızı kontrol edecekler. Dolayısıyla eğitim kalitemizi belirli standartlara oturtup güvence altına aldık, sürekli olarak eğitim kalitemizi çağın gereklerine uygun olarak yeniliyoruz anlamına geliyor" diye konuştu.

DAÜ-MÜ ortak tıp programının Dünya Tıp Fakülteleri Listesinde yer aldığını ve birçok mezunun uluslararası alanda kariyerlerine devam ettiğini de dile getiren Güzoğlu, şunları söyledi:

“Ayrıca fakültemizin KKTC'de ilk uluslararası tıp akreditasyona sahip tıp programı ve Türkiye'de ilk akredite ortak tıp programı olmasının gururunu yaşıyoruz. Bu fakültemizin sadece bölgesel değil küresel düzeyde de rekabetçi bir eğitim kurumu olduğunu gösteriyor."

 

Akreditasyon süreci…

İlk mezunlarını verdikleri 2018 yılı itibarıyla akreditasyon sürecine başladıklarını söyleyen Güzoğlu, uzun ve titiz bir çalışma gerektirdiği için pandeminin de araya girmesiyle sürecin uzadığını anlattı. Akreditasyon yolunda öğrenciler ve hocalarıyla birlikte özveriyle çalıştıklarını söyleyen Güzoğlu, TEPDAD tarafından yürütülen süreçte, eğitim programları, akademik ve idari kadrolarının, öğrenci destek hizmetlerinin ve klinik uygulamalarının detaylı şekilde incelendiğini kaydetti.

Güzoğlu, akreditasyon için öncelikle dokuz ana başlıktan oluşan bir değerlendirme raporu sunduklarını, raporun incelenerek kendilerine bazı revizyonlar önerildiğini, bu önerileri titizlikle yerine getirdiklerini anlattı. Ön değerlendirme raporunun onaylanmasının ardından ziyaret basamağına geçildiğini söyleyen Güzoğlu, şunları ifade etti:

“Geçen haftalarda TEPDAD heyeti fakülteyi ziyaret etti, tüm akademik kadroyu eğitim programlarını, öğrenci destek hizmetlerini titizlikle inceledi ve raporda yazılanların tutarlı olduğunu tespit ederek belgeledi. Bunun üzerine UTEAK oy birliği ile programımızın akredite olmasını kararlaştırdı."

Akreditasyon sürecinin kendilerine çok şey kazandırdığını belirten Güzoğlu, “Eğitimin sadece sınıf içi derslerden ibaret olmadığını, öğrenci destek hizmetleri, klinik uygulamalar ve mezuniyet sonrası takibin de büyük önem taşıdığını bir kez daha gördük" dedi.

 

Dersler... Program

DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Dekan Vekili Doç. Dr. Nilüfer Güzoğlu, öğrencilerin üç sene DAÜ'de klinik öncesi dersler aldığını, daha sonraki üç yılda ise Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne bağlı hastanelerde klinik eğitim görerek oradaki olanaklardan yararlandıklarını ve çok fazla hastayla birebir etkileşim içerisinde olduklarını anlattı.

Fakülte programının temel bilimleri ve klinik dersleri öğretmekle sınırlı olmadığını vurgulayan Güzoğlu, öğrencilere liderlik becerileri kazandırmak, hasta merkezli sağlık hizmeti sunmak, hastalarla etkili iletişim kurmak, meslekler arası iş birliği becerileri geliştirmelerine yardımcı olmak gibi birçok yetkinliği kazandırmayı hedeflediklerini söyledi.

Güzoğlu, bilimsel araştırmaları teşvik ettiklerini, daha ilk yıldan itibaren öğrencilerin araştırma projelerine dahil olduğunu belirterek, sosyal sorumluluk projelerine önem verdiklerini de kaydetti. Güzoğlu, öğrencilerinin toplum sağlığı ve dezavantajlı grupların desteklenmesi gibi projelerde aktif görev aldığını söyledi. Güzoğlu ayrıca, ikinci sınıftan itibaren öğrencilerin hastalarla hem kendi kliniklerinde hem de Gazimağusa Devlet Hastanesi'nde karşılaşmasını sağladıklarına da dikkat çekti. Güzoğlu, “Sadece iyi doktorlar değil, topluma duyarlı hekimler yetiştirmeyi amaçlıyoruz." diye konuştu.

 

Öğrenciler… Mezunlar… 23 ülkeden 230 mezun

Şimdiye kadar 230 civarında mezun verildiğini, mezunların yüzde 30'unun KKTC'den, yüzde 20'sinin Türkiye'den ve yüzde 50'sinin de uluslararası öğrencilerden oluştuğunu belirten Güzoğlu, halihazırda 23 farklı ülkeden mezunları bulunduğunu kaydetti.

Mezun takip sistemini geliştirmeye çalıştıklarını ancak ellerinde mezunlarıyla ilgili gerekli bilgilerin olduğunu anlatan Güzoğlu, hem Kıbrıs'a gelip çeşitli branşlarda çalışan hem de yurt dışında büyük başarılar elde eden mezunları bulunduğunu ve kendileriyle iletişim içerisinde olduklarını vurguladı.

 

Hedefler…

Fakültenin hedeflerinden de bahseden Güzoğlu, yüksek lisans, doktora ve master programı açmayı, uluslararası iş birliklerini geliştirmeyi, öğrenci değişim programlarını ve bilimsel araştırmaları artırmayı hedeflediklerini kaydetti.

DAÜ Web Siteleri