Skip Navigation LinksNews
Tüm Haberleri Göster

DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi “28 Şubat Dünya Nadir Görülen Hastalıklar Günü” Hakkında Açıklamalarda Bulundu

DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi “28 Şubat Dünya Nadir Görülen Hastalıklar Günü” Hakkında Açıklamalarda Bulundu
Yayınlanma Tarihi: 1 Mart 2018, Perşembe

Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nahide Gökçora 28 Şubat “Dünya Nadir Görülen Hastalıklar Günü” nedeniyle açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Gökçora yaptığı aıklamada şu ifadelere yer verdi;

“2008 yılından bu yana her yıl, Şubat ayının son gününde ‘Dünya Nadir Görülen Hastalıklar Günü’ olarak çeşitli farkındalık etkinlikleri yapılmakta ve görülme sıklığı 2 bin ile 100 binde bir oranında olan pek çok ender hastalığın önemi bu gün aracılığı ile vurgulanmaktadır. Dünya üzerinde yaklaşık 400 milyon, Türkiye’de ise yaklaşık 7 milyon kişi bu hastalıklarla mücadele etmektedir. Bu grupta yer alan, adını bile duymadığımız ender görülen hastalıklar her 20 kişiden birinin hayatını etkileyebilmektedir.

Günümüzde bu gruba giren 6000 ile 8000 arası hastalık çeşidi tanımlanmıştır. Bunların pek çoğu genetik kökeni olan, doğuştan veya ilerleyen yaşlarda farklı belirtiler ile kendini gösteren hastalıklardır. Sinir sistemi, kas - iskelet sistemi veya kan hücrelerini etkileyen hastalıklar grubun çoğunluğunu oluşturmaktadır. Glukoz – 6 – fosfat dehidrogenaz enzim eksikliği, konjenital hipotiroidi, parkinson hastalığı, alzheimer hastalığı, galaktozemi, fenilketonüri, kistik fibrozis bu grupta daha sıklıkla görülen ve erken tanısı mümkün olan hastalıklardır. Genellikle uzun dönemde çeşitli fiziksel ve zihinsel engellilik hali yaratan bu hastalıkların pek çoğunun bilinen bir tedavisi yoktur. Önemli bir bölümünde de tedavi imkanları kişinin hayat kalitesini artırmak amacıyla destekleyici tedaviler ile sınırlı durumdadır.

Bazen yenidoğan bir bebekte farklı gelişen bir yenidoğan sarılığı, bazen cilt veya göz üzerindeki farklı bir leke, bazen de uzuvlarda his kaybı veya geçici fonkisyon bozuklukları bu hastalıkların erken dönem belirtileri arasında sayılabilmektedir. Özellikle yenidoğan döneminde bu gruba giren “Metabolik Hastalıklar” ilk haftalarda tanı konulmaması durumunda hayat boyu sürecek geri dönüşü olmayan fiziksel ve zihinsel engellilik durumu oluşturmaktadır. Bu gruptaki hastalıklar ilerleyen tıp teknolojisinin yardımı ile “Topuk Testi” denilen ve birkaç damla kan alınarak yapılan bir inceleme ile yaşamın ilk haftasında tanımlanabilmekte, bazıları ise erken dönemde yapılacak bir takım beslenme düzenlemeleri ile tedavi edilebilmektedirler.

Topuk testi denilen tarama yöntemi Türkiye dahil olmak üzere pek çok ülkede devlet tarafından ücretsiz olarak yapılmaktadır. Ülkemizde ise bu test maalesef halen ücret karşılığı özel laboratuarlar tarafından uygulanmaktadır. İnsan hayatı için bu kadar büyük önem arz eden ve geri dönüşümü olmayan bir süreci önleyecek olan ‘topuk testi’ uygulamasının bir devlet sağlık politikası olarak benimsenmesi ve yapılacak farkındalık kampanyaları ile toplumun tüm kesimine ücretsiz bir sağlık tarama hizmeti olarak sunulması gereklidir.

Nadir görülen hastalıkların, erken dönemde tanınıp hastalar üzerindeki geri dönüşü olmayan etkilerini önleyebilmek adına gerek toplum gerekse sağlık çalışanlarının bilinçlendirilmesi ve hastalıkların erken dönem belirtileri konusunda farkındalık oluşturulması gerekmektedir. DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi olarak, nadir görülen hastalıkları önlemek amacıyla yapılacak olan tüm farkındalık ve proje çalışmalarına gerekli bilimsel desteği vermeye hazır olduğumuzu belirtmek isterim. Unutmamalıyız ki; herşey farkında olmakla başlar.”

 

Eğitim hayatına 2012-2013 Akademik Yılında başlayan Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi'nin verdiği eğitimin uluslararası standartlarda olduğu artık tescillendi.

Ulusal ve uluslararası standartlara tamamen uygun olduğu belgelenen Fakülte'nin uluslararası tanınırlığı olan diploması ise bundan böyle mezunlara yurt dışındaki mesleki sınavlara katılma şansı verecek.

Uluslararası alanda Kıbrıs'ın içinde bulunduğu bölgede tıp eğitimine yönelik akreditasyon veren tek kurum olan Tıp Eğitimi Programlarını Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği'nin (TEPDAD), DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi ve Marmara Üniversitesi (M.Ü.) Tıp Fakültesi'nin ortak yürüttüğü Uluslararası Tıp Programı'nı akredite etmesinin ardından, DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Dekan Vekili Doç. Dr. Nilüfer Güzoğlu, Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) muhabirine mülakat verdi.

Akreditasyon sayesinde DAÜ Tıp Fakültesi'nin uluslararası standartlarda eğitim verdiğinin tescillenmiş olduğunu kaydeden Güzoğlu, akreditasyonla üniversitenin statüsünün daha da güçlendiğini vurguladı. Güzoğlu, “Öğrencilerimiz uluslararası tanınırlığı olan bir diplomaya sahip olacak, yurt dışındaki mesleki sınavlara katılma şansını elde edecekler ve uluslararası alanda kariyerlerine devam edebilecekler. Daha önceki mezunlarımızdan da Avrupa ve Amerika'da çalışanlar var ama 2023 itibarıyla United States Medical Licensing Examination (USMLE) gibi sınavlara girmek için akredite bir fakülteden mezun olmak zorunlu hale geldi." dedi.

Güzoğlu, Fakülte'nin artık ÖSYM kılavuzunda “Akredite Tıp Fakültesi" olarak yer aldığını da dile getirdi.

 

“Akreditasyon eğitim kalitesini güvence altına almak ve sürekli gelişim için önemli"

Akreditasyonun fakültenin eğitim kalitesini güvence altına almak ve sürekli gelişim anlayışını sürdürmek için önemli olduğunu vurgulayan Güzoğlu, “Çünkü akreditasyon bir kere alındı ve bitti değil... Biz yıllık olarak bu heyete raporlarımızı göndermeye devam edeceğiz, belirli aralıklarla fakülteyi ziyaret edecekler ve şartları hâlâ sağlayıp, sağlamadığımızı kontrol edecekler. Dolayısıyla eğitim kalitemizi belirli standartlara oturtup güvence altına aldık, sürekli olarak eğitim kalitemizi çağın gereklerine uygun olarak yeniliyoruz anlamına geliyor" diye konuştu.

DAÜ-MÜ ortak tıp programının Dünya Tıp Fakülteleri Listesinde yer aldığını ve birçok mezunun uluslararası alanda kariyerlerine devam ettiğini de dile getiren Güzoğlu, şunları söyledi:

“Ayrıca fakültemizin KKTC'de ilk uluslararası tıp akreditasyona sahip tıp programı ve Türkiye'de ilk akredite ortak tıp programı olmasının gururunu yaşıyoruz. Bu fakültemizin sadece bölgesel değil küresel düzeyde de rekabetçi bir eğitim kurumu olduğunu gösteriyor."

 

Akreditasyon süreci…

İlk mezunlarını verdikleri 2018 yılı itibarıyla akreditasyon sürecine başladıklarını söyleyen Güzoğlu, uzun ve titiz bir çalışma gerektirdiği için pandeminin de araya girmesiyle sürecin uzadığını anlattı. Akreditasyon yolunda öğrenciler ve hocalarıyla birlikte özveriyle çalıştıklarını söyleyen Güzoğlu, TEPDAD tarafından yürütülen süreçte, eğitim programları, akademik ve idari kadrolarının, öğrenci destek hizmetlerinin ve klinik uygulamalarının detaylı şekilde incelendiğini kaydetti.

Güzoğlu, akreditasyon için öncelikle dokuz ana başlıktan oluşan bir değerlendirme raporu sunduklarını, raporun incelenerek kendilerine bazı revizyonlar önerildiğini, bu önerileri titizlikle yerine getirdiklerini anlattı. Ön değerlendirme raporunun onaylanmasının ardından ziyaret basamağına geçildiğini söyleyen Güzoğlu, şunları ifade etti:

“Geçen haftalarda TEPDAD heyeti fakülteyi ziyaret etti, tüm akademik kadroyu eğitim programlarını, öğrenci destek hizmetlerini titizlikle inceledi ve raporda yazılanların tutarlı olduğunu tespit ederek belgeledi. Bunun üzerine UTEAK oy birliği ile programımızın akredite olmasını kararlaştırdı."

Akreditasyon sürecinin kendilerine çok şey kazandırdığını belirten Güzoğlu, “Eğitimin sadece sınıf içi derslerden ibaret olmadığını, öğrenci destek hizmetleri, klinik uygulamalar ve mezuniyet sonrası takibin de büyük önem taşıdığını bir kez daha gördük" dedi.

 

Dersler... Program

DAÜ Dr. Fazıl Küçük Tıp Fakültesi Dekan Vekili Doç. Dr. Nilüfer Güzoğlu, öğrencilerin üç sene DAÜ'de klinik öncesi dersler aldığını, daha sonraki üç yılda ise Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne bağlı hastanelerde klinik eğitim görerek oradaki olanaklardan yararlandıklarını ve çok fazla hastayla birebir etkileşim içerisinde olduklarını anlattı.

Fakülte programının temel bilimleri ve klinik dersleri öğretmekle sınırlı olmadığını vurgulayan Güzoğlu, öğrencilere liderlik becerileri kazandırmak, hasta merkezli sağlık hizmeti sunmak, hastalarla etkili iletişim kurmak, meslekler arası iş birliği becerileri geliştirmelerine yardımcı olmak gibi birçok yetkinliği kazandırmayı hedeflediklerini söyledi.

Güzoğlu, bilimsel araştırmaları teşvik ettiklerini, daha ilk yıldan itibaren öğrencilerin araştırma projelerine dahil olduğunu belirterek, sosyal sorumluluk projelerine önem verdiklerini de kaydetti. Güzoğlu, öğrencilerinin toplum sağlığı ve dezavantajlı grupların desteklenmesi gibi projelerde aktif görev aldığını söyledi. Güzoğlu ayrıca, ikinci sınıftan itibaren öğrencilerin hastalarla hem kendi kliniklerinde hem de Gazimağusa Devlet Hastanesi'nde karşılaşmasını sağladıklarına da dikkat çekti. Güzoğlu, “Sadece iyi doktorlar değil, topluma duyarlı hekimler yetiştirmeyi amaçlıyoruz." diye konuştu.

 

Öğrenciler… Mezunlar… 23 ülkeden 230 mezun

Şimdiye kadar 230 civarında mezun verildiğini, mezunların yüzde 30'unun KKTC'den, yüzde 20'sinin Türkiye'den ve yüzde 50'sinin de uluslararası öğrencilerden oluştuğunu belirten Güzoğlu, halihazırda 23 farklı ülkeden mezunları bulunduğunu kaydetti.

Mezun takip sistemini geliştirmeye çalıştıklarını ancak ellerinde mezunlarıyla ilgili gerekli bilgilerin olduğunu anlatan Güzoğlu, hem Kıbrıs'a gelip çeşitli branşlarda çalışan hem de yurt dışında büyük başarılar elde eden mezunları bulunduğunu ve kendileriyle iletişim içerisinde olduklarını vurguladı.

 

Hedefler…

Fakültenin hedeflerinden de bahseden Güzoğlu, yüksek lisans, doktora ve master programı açmayı, uluslararası iş birliklerini geliştirmeyi, öğrenci değişim programlarını ve bilimsel araştırmaları artırmayı hedeflediklerini kaydetti.

DAÜ Web Siteleri